AKLIMIN MAHPUS DAMI



   AKLIMIN MAHPUS DAMI



Aramayın beni gamzeli kentlerde
Gönüllü sürgünüm şimdi,
Bir çocuğun öldüğü yere...

Kestiğiniz sesimden yaptırdım prangamı
En kalın zincirlerimdi, fikirlerim
Kafanız kadar dar koğuşlara
Bu son seferim...
Haydi!
         şimdi karşılayın beni...
Ömrümün siyah giyimli gardiyanları
Yıkamayın, çamurlu kalsın elleriniz
Artık etten ve kemikten başka ne idim.
Yırtılan gırtlağımda...
Bir kaç dikiş izi ederim.


Hain bir pusuda çatladı.
Kafamın en sağlam duvarları
Çivili bir yataktan kalma
Kaburgamın yaraları
Güneş mi bana küsmüş?
Yoksa ben mi tüm sarılara...
Oysa kırılan kalemlerle
En mutlu şiirleri yazacaktım.
Tüm Evren'i maviye boyayacaktım.
Şimdi
Avlu soğuk
Şimdi
Avlu beton
Heybetli duvar diplerinde minicik kaldım.
Zulamda isyankâr beyitler gizli
Dilimde ağıtlı türküler dizili


Bilir misiniz?
Aman ha bilmeyin.
Burada mavi olan tek şey
Boncuktan yalancı kuşlar...
Battaniyeme bile çiçekli motif koymamışlar.
Akşamlar kızıl bir çay renginde
Mahzun Ürkek Ve şekersiz...

Şikâyetim yok.

Aramayın beni gamzeli kentlerde
Ben gönüllü sürgünüm.
Ha dışarıda susmuşum.
Ha kafamın mahpus damında ölü.



                        Sonay KARASU