DÜNYA YAZI GÜNÜ İLANIDIR

“DÜNYA YAZI GÜNÜ” İLANIDIR


                                                                        Selim TUNÇBİLEK




Türk Dili, Türk Tarihi, Türk Kültürü, Türk Medeniyeti, açısından Orhun Abideleri’nin önemi inkâr edilemez. Medeniyetimiz açısından anıtların bulunması yazılı tarihimizin başlangıcı sayılmıştır. Türkçe o günden bu yana dünya dilleri arasında yazı dili olarak yaşayıp gelen nadir üç beş yazı dilinden birisidir. Anıtlar Türkçenin de ilk yazılı kaynaklarını oluşturmaktadır. Yazı, insanlık tarihi açısından da önemlidir. İnsanlığın ortak birikimlerinin çoğaltılması, deneyimlerinin sonraki yüzyıllara aktarılması işlevini gören en önemli buluşlarından biridir. Yazı medeniyetin insanlık için başlangıcı kabul edilmektedir. Bilginin bir yerden bir yere taşınması yazı ile olmuştur. Yazı icat edilmemiş olsaydı bu gün bilgi taşınmasından söz edemezdik. Pek çok açıdan olduğu gibi bu açıdan da yazının önemi büyüktür.

Peki, niçin insanlık tarihinde bir “yazı günü” kutlaması yoktur. Her şeye zaman ayıran insanların yazmaya da vakit ayırması gerektiğini düşünürüm hep. Her yıl günde bir gün yazma günü ilan edilmeli ve insanlar bu yazma gününde kendi hayatlarının bir yıllık değerlendirmesini yapmalıdırlar. Bir yıllık değerlendirme yapmasalar bile hayatlarında o yıl için kendilerince çok önemli gördükleri hadiseleri yazıya geçirmeliler. Bundan asırlarca önce bizim Hanlarımız adeta milleti ile dertleşircesine oturup dünyanın göbeğine bir taş dikmişler ve o taşa kendi hayatlarında ve milletin hayatındaki önemli gelişmeleri ve tanıklıkları yazı ile kayıt altına almışlar. O taşların üzerindeki “Türk titre ve kendine dön.” ikazı hepimiz için yapılmış bir ikazdır. O halde Dünya Yazı Günü tanımlaması yapmaya en yatkın millette yüce Türk milletidir.

Yirmi birinci yüzyılda Türk milleti söyleyeceklerini daha insanlığa söyleyip bitirmemiştir. Adaletin, merhametin, zayıfın ve güçsüzün yanında yer almayı milli bir özellik olarak bu günlere taşımayı bilmiş milletimiz bu konuda da dünya insanlığına yol gösterici olmalı ve 21 Ağustos’u DÜNYA YAZI GÜNÜ ilan etmeli ve kutlamalıdır.

Niçin 21 Ağustos?

21 Ağustos bizim tarihimiz, medeniyetimiz, kültürümüz, dilimiz açısından çok önemli bir gündür. Zira yazılı tarihimizin başlangıcı kabul edilen anıtlarımızdan Bilge Kağan Anıtı tam tarih olarak 21 Ağustos 732 yılında dikilmiştir. O günden beri yazmayı önemli bir erdem olarak geliştirmiş, devam ettirmiş milletimiz için hem bu günün önemine karşılık gelmesi yönüyle hem de insanlığa taşıyacağı mesajlar açısından 21 Ağustos’u her yıl TÜRK VE DÜNYA YAZI GÜNÜ olarak kutlamayı öneriyorum. Bu kutlamaya halkımızın geniş katılımı sağlanmalı başta yerel yöneticilerimiz olmak üzere yazı günü etkinliklerinin yapılabileceği alanlar oluşturulmalıdır. Bu alanların mimari yapısı Orhun Anıtlarına benzetilebilir. Hatta üzerleri bir çadırla kapatılarak buralara “Yazı Otağ Meydanı” adı verilebilir. Üniversitelerimiz bu konuda özel çalışmalar yaparak donanımlarını böyle bir etkinliği geliştirebilecek zemine taşıyabilir. Mimarlık ve Güzel Sanatlar fakültelerinin öncülüğünde estetik değeri olan ve yazmayı birinci derecede önemseyen etkinlik objeleri oluşturulabilir.

Kültür ve Milli Eğitim bakanlıklarımız her yıl 21 AĞUSTOS DÜNYA YAZI GÜNÜ’ne özel yazma etkinliği düzenleyebilirler. Bunun için; on beş yaş altı, yirmi yaş altı, otuz beş yaş altı ve kırk beş yaş altı yazma yarışmaları tertip edebilirler. Hatta bu yarışmaları dünyanın yaşayan tüm dillerine taşıyarak yerel dillerde en az Türkçeden o dile geçmiş üç kelimeyle konuyu işleme şartı bile koyabilirler. Bu etkinliğimizi dünya dillerine TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla planlayabiliriz. Bu etkinlik her yıl bir ülkede yapılarak, bir önceki yılın birincileri onur konuğu olarak davet edilebilirler.

Dünya Yazı Günü etkinliği ile ayrıca yazarlığın ne denli zor bir iş olduğuna da vurgu yapılmış olur. Yazmak kişisel bir deneyim olarak bir gün için bile olsa denemeyle zorluğunun farkına varılabilir. Böylece yazarın aslında ne denli güç bir işi başardığı da vurgulanmış olur. Yazma becerisi olmayan bireyin okumaya yönelmesini sağlamak ve dikkat çekme gayesine de bu etkinlik hizmet etmiş olur. Neresinden bakarsanız bakın ve hangi noktadan meseleye yaklaşırsanız yaklaşın böyle bir etkinlik kamusal alanda son derece faydalı bir netice doğurur. Şimdiden kar zarar hesabı yapanlar için bundan daha az maliyetli ve daha yüksek değer yaratabilecek bir düşünce geliştirenlerin önünde saygı ile eğilmeye hazırız.

Buradan başta Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımı-za, Kültür Bakanımıza ve Milli Eğitim Bakanımıza sesleniyorum. Yine Kültür, Sanat ve Edebiyat dergilerimiz, basınımız başta olmak üzere bütün kamu görevlilerine, yazar kuruluşlarına, üniversitelerimize açık çağrı yapıyorum. Gelin, 21 AĞUSTOS’U DÜNYA YAZI GÜNÜ olarak kutlayalım. İnsanlığı ve tüm dünya dillerini bu günümüze ve sevincimize ortak edelim. Türk milletinin ne denli medeniyet tutkunu bir millet olduğunu dünyaya bu gün yoluyla haykıralım. Türkçe-nin ilelebet yaşaması ve yaşatılması için sağlıklı bir zemin oluşturalım. Yazının insanlık için ve milletimiz için ne denli önemli olduğunu bu etkinlikle belirtelim.

Bundan sonraki ömrümü ve enerjimi, maddi ve manevi birikimimi 21 AĞUSTOS DÜNYA YAZI GÜNÜ etkinliklerine ayıracağımı dünyaya Türkçe haykırıyorum. Kimler beni duyabiliyor.

Duyanlara selam olsun.