KARAKTER ÇİÇEKLERİ


KARAKTER ÇİÇEKLERİ




ZEHRA MERAL KONŞUK İVECAN




   Çiçek karakterli insanlar saçılmış dört bir yanımıza. Kendimiz bile bilmeden bu gerçeği; ayaklar altında ezdiklerimizle, vazoya koyduklarımızla, bakıp bakıp durduklarımızla ve bazen görmeyelim diye uzaklaştıklarımızla yaşayıp gidiyoruz.

   Hani bazı kimseler vardır; dünyasının uzak kıyılarından seyrederken ona hayran olursunuz. Sergilediği her davranış uzun süreler boyu üzerinde çalışılmış kaliteli bir tiyatro oyunundan alınmış sahneler gibi etkiler sizi. Hiçbir şeyi gelişigüzel sergilemez. Tastamam planlı, düzenli, herhangi bir eksikliğe tahammülü olmayan bu insanların çekim alanlarına girdiğiniz anda bir şeylerin ters gittiğini hissedersiniz. Tıpkı bir tabloyu uzaktan hayran hayran izlerken iyice yaklaştığınızda göreceğiniz fırça darbeleriyle yüzünüzü buluşturma isteği gibi. Önce nedenini anlayamazsınız, zamanla, sürekli özenli davranmaya çalışmanın kendini ve çevresindekilerini yıprattığını, yorduğunu keşfedersiniz. “Bu muymuş bunca hayranlığım?“ dersiniz anlamsızca. Saksı menekşeleri gibidirler. Envai çeşit renkleri vardır; muntazam duran hepsi hemen hemen birbirinin aynı yaprakları. Tamamı aynı tondadır yeşilin. Çiçeklerin rengi çok net ve parlaktır. Böyle muhteşem görünen bir çiçek kim bilir ne güzel kokuyordur, dersiniz. Eğilip koklarsınız; kokmaz. Kokusunu alamadım zannıyla tekrar tekrar denersiniz. Sonra gerçeğin karşısında kabullenmekten başka şansı kalmayanlardan olduğunuzu anlarsınız. Menekşe karakterli insanlar için de görüntü her şeydir. Önemli olan insanların onlara muhteşem pozlar için hayran olmalarıdır. Anı yaşamaya çalışıp mutlu olamadan ömürlerini tükettiklerini ne kendileri anlarlar ne de çevresindekilere -uyarılma adına- fırsat tanırlar.

   Hiç güzel olmak dikkat çekmek uğruna uğraşmadığı halde doğal olarak parlayan kişilerle karşılaştınız mı? Bakıp bakıp bir kusur görmediğiniz kimselerdir. Öyle güzel, öyle iyi ve öyle farkında değildir ki böyle olduğunun doğal olmayan bir hareketine denk gelmezsiniz. Yeryüzüne inmiş, inerken de kanatlarını düşürmüş melek zannedersiniz. Mütevazı bir şekilde yaşarlar. Yaptıkları iyiliklerle ya da güzellikleriyle övünmeden. Zarif bir gül gibidirler. Gül yalnızca açar, insanlar kendisini görsün diye özel bir çabaya ihtiyacı yoktur. Gonca haliyle bile cezbeder kokusuyla büyüler. Doğal olarak seversiniz onları.

   Tanıştığınız bazı insanlar hakkında ise düşünürsünüz. Aslında bulunduğu yerden farklı bir ailede olsaydı hayatı ne şekilde değişirdi diye. Çünkü etrafı kendisinden daha parlak daha aktif daha güzel insanlarla çevrilidir. Nasıl ki güneşle ay aynı anda görünse -dolunay dahi olsa- ayın hükmü kalmayacağı gibi bu kişiler de hep birilerinin gölgesinde kalmıştır. 100 değildir de hep 95’tir hayat notları. Kendisinden daha güzel kardeşleri olmasa, kendisinden daha başarılı arkadaşları olmasa, kendisinden daha iyi çevresindekiler olmasa karanlıkta parlayan elmas olacakken altın olabilmeye rıza göstermek zorundadır. Bana hep güllerin gölgesinde kalan karanfilleri hatırlatırlar. İnsanlar gülün olmadığı yerde karanfile yönelir. O da güzeldir gül gibi güzel de kokar ama gülden sonradır hep daima ikinci sıradadır.

   Her an herkese karşı tetikte olan tiplere ne demeli; onlar için sevseniz de birdir sevmeseniz de. Bu kişilere göre herkes potansiyel düşmandır. Bu sebeple daima tetikte(!) olunmalıdır. Mutlaka laf sokmak için(!) sohbet etmek istediklerini düşündüklerinden insanlar ne söylese de onlar laf sokmadan ben onları ısırsam diye fırsat kollarlar. Sevmek isteseniz de zordur bu tiplerle arkadaşlık. Yanlarına yaklaştırmazlar. “Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” şarkısı beyninizde sürekli çalar bu insanlara değer verdiğinizde. Hiçbir kaktüs çiçeğini koklayabildiğiniz oldu mu? Hah işte tam da bu insanların karakterinde bir çiçektir. Yaklaşma, dokunma; yoksa yanarsın!

   Unutmadan birde dağda belde, yol kenarında, kısacası hemen her yerde burnunuzun dibinde biten yabani çiçekler vardır. Kokuları vardır ama burnunuzun direğini kıran ya da garip kokusuyla içinizi bayan. Ama gelin görün ki çok güzel koktuğunu, vazgeçilmez olduğunu sanıp, her rüzgârla sallana sallana kendini gösterip, kokularını dört yana seyahate yollarlar. Bunlara karşılık gelen tipleri de sizin hayal gücünüze bırakayım. Biraz da siz vakit geçirin çiçeklerle!

Yorumlar - Yorum Yaz