DÜNYA YAZI GÜNÜ NEDENİYLE


DÜNYA YAZI GÜNÜ NEDENİYLE



Selim TUNÇBİLEK




   Bilindiği üzere Dünya Yazı günü ilanı ile ilgili yazımız “Acemi Kalemler Dergisi’nin 5. Sayısı’da” (Şubat 2018) yayınlandı. Yazımızı okuyup tebrik edip desteklediklerini bildiren dostlarımız, kültür sanat insanları olduğu gibi ne gerek vardı diyenler de oldu. Bu yazıyı öncelikle Dünya Yazı Günü ilanının başka bir cepheden gerekçelerini açıklamak amacıyla yazıyoruz. Bu aynı zamanda “Ne gerek vardı?” diyenler için de cevap niteliği taşıyor denilebilir.

   Yazı, insanlık ve uygarlık açısından bulunmuş en önemli keşiflerden biridir. Yazı ile birlikte bilgi bir yerden bir yere hızlı ve bütün olarak taşınabilmiştir. Bilginin taşınmasında yazının bulunması başat bir işlev üstlenmiştir. Şayet insanlık yazıyı icat etmemiş olsaydı bugün pek çok ilerlemeden bahsetmek mümkün olamazdı. İnsanlık elbette ki yolculuğuna devam ederdi ama bu hızla medeniyet ve teknoloji gelişiminden söz etmek mümkün olmazdı. İnsanlığı bilgi birikiminin bu hızla artmış ve gelişmiş olması iyi oldu, kötü oldu onu tartışacak değilim. Buradaki amacım yazının insanlık için önemine değinerek 21 Ağustos’u Dünya Yazı Günü ilan etmemizde bizi harekete geçiren nedenler ve etmenler üzerinde durmak istiyorum.

   Yazı yazabilen, okuyabilen insanlar insanlık geçmişi boyunca hep önemli olageldiler. İnsanlık bugün geriye yazılı bir not, eser veya iz bırakan insanları biliyor ve tanıyor. Yazan insanların yazılarına konu edinmediği kimseleri insanlık tarihi boyunca ne biliyoruz ne hatırlıyoruz ne de tanıyoruz. Ancak herhangi bir nedenle hakkında yazı kaleme alınmışları tanıyor ve biliyoruz. İlk insandan bu yana kaç milyar insan yaşadığını bilmiyor hatta tahmin bile edemiyoruz. Ancak yazılı kaynakların bize aktardığı bilgileri bilebiliyoruz.

   Yazı, insanlığın bilgi ve birikimlerinin kuşaktan kuşağa aktarılmasını binlerce yıldır sağlamış yegâne araç olmuştur. Yazı insan tarafından oluşturulmasaydı bu günkü bilgi birikimlerimize kim bilir kaç bin yıl sonra erişebilirdik. Bilginin insandan insana aktarımı kalıcı olarak yazı ile yapılagelmiştir. Şimdilerde ise bilginin taşınması yalnızca yazı ile olmuyor. Bilgi ve deneyimlerin taşınmasının yazıdan sonra çok çeşitli yolları bulundu. İnternet bilgi ve birikimi daha açık, daha kolay erişilebilir bir kaynak haline getirdi.

   Artık liselerde hatta ilkokullarda bile çocuklarımız yazı ile not almıyorlar. Öğretmenleri-nin görüntülü ses kayıtlarını oluşturuyorlar ve ihtiyaç duyduklarında onları dinlemek suretiyle bilgiyi tekrar hatırlama ve gözden geçirme imkânını buluyorlar. Bu nedenle çok değil belki elli ile yüz bilemediniz iki yüz yıl içinde yazı insanlık ve bilginin taşınmasında eskisi kadar önemli olmayacak. Yazı yazmayı bizden sonraki kuşaklar neredeyse unutacaklar. Unutmakla kalmayıp ihtiyaç bile hissetmeyecekler. Dolayısıyla konuşarak her türlü iletişimin oluşturulduğu bir dünyada yazıyı kim önemser ki. Her türlü yaşama biçiminin sanal bir ortamda oluşturulan ilişkilerle değerlendirildiği dünyada imzanın bile bir değeri kalmayacak.

   Binlerce yıl sonra yazının varlığını unutan insanlığa birikimlerimizi hatırlatmak için ne dersiniz Dünya Yazı İlanı gerekli değil miydi?