KELİMELERİN NAMUSUNU KORUMALIYIZ


KELİMELERİN NAMUSUNU KORUMALIYIZ

 

 

   Yeni bir yıla girdik. İnsanlığın vahşi bir zamana doğru yol aldığı da bir gerçek. Bu yılın bütün bir insanlığa barış huzur ve mutluluk getirmesini dileriz. Huzur en azından sizinle olsun.

   A∙Kalemler Türk edebiyatının varlığını şahıslar üzerinden tartışan ve bu tartışma paralelinde kendini bir tarafa konumlandıran dergi değil. Geride bıraktığımız 15 sayımızda bunun anlaşılmış olması gerekirdi.

   Ne yazık ki edebiyat ve düşünce dünyamızda hala kişiler üzerinden yer edinmeye çalışan geniş bir kitle var. Bu kitlenin dışında kalmaya yayın olarak özen göstermeye çalıştık. İyi edebiyatçılarımızı ayırt etmeden eserleriyle dikkate alarak hakkını teslim etmenin vicdan sahibi herkesin görevi olduğunu biliyoruz. “Bizden” diye kimse için vicdanımızı rafa kaldıramayız. Bırakın yazarı, şairi sıradan hiçbir insan bile bunu yapmamalıdır. Kurumsallaşmış sol bağnazlık ile yaratılan körlük ve İslamcı tüccar ahlakının ürettiği ürünler üzerinden edebiyatçıya ve esere yaklaşmıyoruz. Doğruyu, güzeli, hakikati kimin dillendirdiğinin bizim nazarımızda bir ayrıcalığı ve üstünlüğü yok.

   Değerli olan güzel, doğru ve hakikattir. Güzel olandan, doğru olandan, hakikatten yana olmak daha tesirli ve parçalanamaz olandır. Edebiyat peygamberlerinin varlığına iman etmiş değiliz. Bu alanda kendini peygamber tayin edenlere de diyecek bir sözümüz olamaz. Hakikat zaten söylenmiştir. Şairi, yazarı kutsamak isteyenler istedikleri kadar kutsayabilirler. Biz eseri ve hakikati önemsemeye devam edeceğiz.

   Müslüman tüccarlar gibi kamu kaynaklarından ense kalınlaştırmanın Elif’i öğrenip Vav gibi kıvrılmanın ve kırıtmanın ederini biz bilmiyoruz.  Bilmek, öğrenmek de istemiyoruz. Takvim Yaprağı Müslümanlığının derinliği ne ola ki? Cehalet Elif’i mertekten ayırmakla çözülseydi bunca bela başımıza patlamazdı. Müslüman kanı üzerinden itibar devşirenlerle ölü eti yiyenler “Hesap günü” gelmeyeceğini mi sanıyorlar? Her durumda anlınızda leke barındırmamak gerekmez mi? Talkını ele vermedik vermiyoruz. Her türlü eleştirimiz kendimize. 

   İnsan onurumuzdan bir şey tüketmeden bu âlemden göçmekten daha büyük bir şeref tanımıyoruz. Bundan başka kazanılacak iktidarda yok. Etimizden kemiğimiz ayrıldığı vakit bizi saran toprağın nedamet duymaması en büyük huzur ve başarımız olacaktır.

   Onun için dedik ki yazar, şair kelimelerin namusunu korumalıdır. Bize düşen bu namusu korumaktır.